Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu

14 Ekim 2013 Pazartesi

Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul' un ardından

İstanbul bir moda serüvenini daha atlatmışken hemen arkasından sıcağı sıcağına MBFWI yazısı yazayım dedim. Malum Türkiye de ne kadar modacı varsa hepsinin katılmak istediği; sosyetik hanımların da bu defileleri izlemek için, ön sıraları cesur bacakları ile kapattığı bu moda haftasında konuşulacak oldukça fazla şey var.




Başlangıcı elbette ki başarısını takdir edip, koleksiyonunun yollarına öldüğüm Özgür Masur ile yapıyoruz. Bu adam ne yapıyor da giydirdiği kadınları sihirli değnek değmiş Cindirella lara çeviriyor merak ediyorum. Siyah,ekru ve buz mavisini güpür dantel ve  ipek kumaşlarda kullanarak harikalar yaratan Özgür Masur un koleksiyonu kesinlikle takdire şayan! Özel bir mekanda arka fonda koca bir senfoni orkestrası ile gerçekleştirilen defilede şehirli kadına sunulan bu zarafet de gerçekten büyüleyici!




Zarafet demişken bu durumu sadece bayanlara indirgemek olmaz. Erkek koleksiyonlarının taçsız prensi olarak kabul edilen ve Türkiye de erkeklerin şıklık sebebi Niyazi Erdoğan da hazırladığı koleksiyon ile MBFWI kapsamında podyumda boy gösterdi. Klasik ve zarif yapısı ile dikkat çeken koleksiyonun en çarpıcı yanı ise pantolonlarla kombine edilen incecik mikro yün ceketlerdi.




Zarafetle başlayıp saraylara layık bir zarafet ile devam etmek gerekirse; adını Topkapı Sarayına VI. Murat'ın yaptırdığı Revan Köşkünden alarak hazırlanmış Cengiz Abazoğlu Revan koleksiyonu yerinde gösterişi ile oldukça modern ve çağdaş bir koleksiyondu. Her ne kadar defiledeki kıyafetler, podyuma çıkan ünlülerin gölgesinde kalsa da; koleksiyon en az Abazoğlu kadar naifti. Doğal iplikler kullanılarak çiçek ve çini deseni oluşturulan bu parçalar adeta Osmanlı sarayının modern halini podyuma taşmış oldu.





Belirli bir dönemden esinlenerek bunları podyuma taşıyan tek kişi elbette ki yalnızca Cengiz Abazoğlu değildi. Tuvana Büyükçınar da MBFW poydumlarında izleyenlerini 1950'lere götürdü. Saten kumaş ve dantellere eşlik eden uzun kolyeleri; koyu makyajlar ve şapkalar tamamladı. Yaratıcı değildi belki ama kesinlikle dönemsel bir büyüleyiciliğe sahipti.





Şimdi sarayları, 50'leri bir kenara bırakarak rengarenk bir koleksiyona geçiyoruz. Ece Gözen bizlere siyah, beyaz ve gökkuşağı renklerinden oluşan bir ''Sport Couture'' hazırlamış. ''Graphene is the future'' sloganı ile sergilediği koleksiyon ile crop-top ları yeniden gündeme getiren Gözen'in koleksiyonu; spor bir görünüm ile de şık olunabileceğinin en güzel kanıtı.




Renklerden konu açılmışken, koleksiyonunda kullandığı özgün renkleri konuşturarak alıcıları kendine hayran bırakan özgün tasarımcı Beste Gürel biricikliğini yine konuşturup, Bankok'un gece hayatını ve mistik havasını yansıttığı koleksiyonunda daha önce görülmemiş desen ve renk uyumlarına ilaveten sunumu ile de kesinlikle göz doldurdu.




İşte Mercedes-Benz moda haftasının ilk bölümü bu şekildeydi, ağzımız tatlansın hepimize bayram hediyesi olsun diye, daha giyilebilir ve cezbedici koleksiyonlara yer verdiğimiz bu postu burada bitiriyorum. Bu postun devam niteliğinde ki ikinci postta daha marjinal tasarımcılarla devam edeceğiz. Şimdilik adios ve herkese çok iyi bayramlar! :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız benim için önemli, lütfen fikirlerinizi benimle paylaşın :)
Sorularınız için Instagram hesabım (matmazel_nikki) her zaman aktif!

Matmazelin Penceresi © 2014. Haklarım Var Tümü De Gizlidir | Destek-Blogger

Tasarım-Değmesin Yağlı Boya